14 Ağustos 2012 Salı

Yemek, gezmek ve üçüncü boyut

Merhaba,

Yazmakla okumak arasında bazılarının daha ince sandığı kalın bir çizgi vardır. İyi yemek yapmak ve iyi damak zevkine sahip olmak arasındaki çizgiden. Burada aslında belki çoktan beridir yapıyor olmam gereken bir gezi-yemek bloguna başlıyorum. Yazarken amacım, hem derin ve zeki olmak hem de hafifliğini ve akıcılığını kaybetmeden kendime has bir üslup geliştirmek. İnsanın soluğunu tıkayan, belli bir temposu ve akışkanlığı olmayan belirsiz ve dışlayıcı bir yazı, tadı güzel olsun diye herşeyin bir bulamaç gibi birbirine katıldığı ucuz füzyon tariflerine benziyor çoğu zaman.

Okurken de yerken de içim de minimalist zabıtalar geziyor. Bütüne faydası olmayan tüm fazlalıklar ağzıma, gözüme, dimağıma takılıyor. Bu ruhla sizlere gittiğim yerlerden ve yediklerimden bahsetmeye çalışacağım. Çok yakında, Midilli (Lesvos) adasından gezi notları ve yemek deneyimlerimi aktaracağım. Güneşte kurutulan ahtapot bacaklarının arasında Uzo'nun başkentinde olacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder