20 Eylül 2012 Perşembe

Midilli 5 ve son

Merakla beklediğimiz Agia Preskevi günü başladı. Kallonis'e doğru gideceğiz, burada çok iyi durumda bir Roma su kemeri var. Oldum olası su kemerlerinin ben de ayrı bir yeri vardır. Su samurlarının da. Su kemerlerinde gözüme çarpan "büyük roma çaışıyor"vari bir hizmet siyaseti bana hep çekici gelmiştir. Adamlar yemiş ama çalışmış.

çalışınca oluyor - j. ceasar

Yine haritanın azizliğine uğradık, yazı dedik ve tura geldi. Agia Preskevi'ye giden 2 yoldan yanlış olanı tercih ettik ve kiralık Hyundai i10'a biraz azap kendimize de biraz mide bulantısı. Neredeyse Emir Kusturica.
Tavsiye : Kallonis'e inin ve oradan çıkın köye, aradaki tabelalara kanmayın. Ya da kanın ve kırk yılda bir köy yolunun tadını çıkarın. Size kalmış.

Agia Preskevi Yunanistan'ın en zengin köyüymüş dediler. Ben biraz da o yüzden yollar düzgündür diye düşünmüştüm. Neyse dedik. Herhalde zenginliği çevre yollardan ziyade içerilerde harcıyorlar diye tadımızı hiç bozmadık. Çünkü kuzu pirzola yemeye gidiyoruz ve beklentilerimiz çok yüksek. Sorduk, soruşturduk zeytinyağı ve peynir işinden parayı bulmuşlar. Eh biraz da turizm. Bir de buradan Avusturalya'ya giden köylülerin bir kısmı geri gelmiş ve abad etmişler memleketlerini. Bizdeki hemşeri derneği adı altında faaliyet gösteren kahveler geldi aklıma, Agia Preskevi Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği var mıdır acaba?

Arabayı meydana park ettik. Siesta henüz başlamamış diye daldık peynircilere. İlk yere her zaman bilgi almak ve terminolojiyi öğrenmek için girilir. Öyle de yaptık. Lesvos peynirleri nelerdir, hangisi yahşidir hangisi köyde kaça şehirde kaça satılıyor öğrendik. Tabi meşhur pirzolacının yerini de. Köy meydanında şöyle bir masaya oturduk ve beklemeye başladık. Ne yiyeceğimizi biliyoruz. Greek salad, güzel bir patates kızartması ve bol pirzola. Önce uzo.

Noolucak bu Yunanistan'ın hali

Çok değişik yerlerde kuzu tadma şansım oldu. Türkiye, İtalya ve İspanya'nın muhtelif yerlerinde çok iddialı kuzu yemekleri yedim. Bir kaçından çok etkilendim ve bu da onlardan birisiydi. Ne kadar iyi pişirirseniz pişirin kuzuda mesele etin lezzetli olmasıdır. Etiniz iyiyse ne marine etmeye ne de fazladan baharatlamaya ihtiyaç duyarsınız. Belki piştikten sonra biraz kekik. Bence nane ve limon ızgara edilmiş kuzuya çok yakışıyor. Ön plana çıkmasına izin vermeden bir tazelik hissi yaratabilirsiniz. İşte Agia Preskevi'de ağzıma atmadan kokusundan beni vuran pirzola ve diğer muhteşem lezzetler. Bu arada Ağustos ayı kuzu için en güzel zaman değil onu da belirteyim. Mayıs Haziran aylarında gelenler çok daha şanslı olacak.

Kuzucigim
Patates kızrtmasına bu kadar methiye dizilir mi demeyin, şansınızı deneyin. Bostan güzel ama peynir biraz daha yağlı olabilir, sevenler bilirler. Türkiye'de peyniri pek salataya koymazlar bence bu konuyla ilgili bir acil eylem planı hazırlanmalı, yetkililerle temasa geçilmeli.


Hey gidi Amerigalı patates nasıl hayatımıza girdin vazgeçilmez oldun

Türkiye'den giden gelen çok olmuş, siz de mutlaka gelin. Pişman olmazsınız.


Akşam Mytilini'ye döndük ve Ermou'nun sonunda bulunan Ermis'te son akşam yemeğimizi, son ahtapotumuzu ve son sardalyamızı yedik. Çok önerilen bir restoran Ermis. Kesinlikle vasatın üstünde ama bana sorarsanız en iyilerden değil. Yine de yediğim en lezzetli ikinci ahtapot buradaydı. Lakerda aşırı tuzluydu, kabak çiçeği dolması benim için biraz fazla pişmişti. Sardalyalar gerçekten taze ve iyi pişirilmişti.


Midemde bir ahtapot kolonisi var ne yapsam bilmiyorum
Yemek sonrası Mytilini'nin Cumartesi gecesinin her şeye gebe olabildiğini ve her çeşit eğlencenin mevcudiyetini müşahade ederekten alışverişe koyulduk. Sevdiğim tüm uzo markalaranın yanı sıra merak edip deneyemediklerimi de alınca ortaya irili ufaklı 20 şişelik bir uzo ordusu ortaya çıktı. Agia Preskevi'den aldığımız peynirler ve Midilli zeytinyağlarını düşününce korkuya kapıldık. Bunları nasıl götürecektik?
1- Nereye sığdıracağız?
2- Birisi görse ne diyeceğiz?

Birinci soruyu master packer Nihan'a, ikinci soruyu da şansa bıraktım. Doğru tercihler.

Midilli yazımın sonuna gelirken sizleri zapturapt altına almadan bir kaç veciz tavsiyede bulunacağım.

Mutlaka yapın;

  • Petra'yı ziyaret edin.
  • Skala Kallonis'te sardalya yiyin.
  • Agia Preskevi'de kuzu pirzola yemeden dönmeyin.
  • Bol bol Latadouri alın, vakumlu poşetlerde eve getirin.
  • Midilli'nin zeytinyağlarından mutlaka alın. (Bunlar normal marketlerde satılmıyor, Mytilini'de özel bir dükkanları var.)
  • Midilli uzosu çok başkadır. Eğer ön yargılarınız varsa bir şans daha verin.
  • Az az ve sık yiyin.
  • Ayağınızı sıcak tutun, başınızı serin.

Sevgiyle kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder