11 Eylül 2012 Salı

Midilli 4

Petra'da uyanmak ve biraz tembellik yapmak çok iyi geldi. Gidecek o kadar çok yer var ki insan biraz uzanınca suçluluk psikolojisine giriyor. Bugün güneybatı yollarına düşeceğiz, Skala Eressos'ta denize girmek ilk hedef. Burada ayağa yapışmayan kumdan plajlar, baldan akan ırmaklar olduğu söyleniyordu.

Skala bildiğiniz gibi iskele demek. Bir kasabanın sahil şeridinideki uzantısına bu ad veriliyor. Skala Eressos, Skala Kallonis gibi. Dolayısyla önce Eressos sonra Skala E. yapacağız. Dönerken de Kallonis kıyılarından kuzeye çıkarız. Belki denize de gireriz diye düşündük. Kafa karıştıysa aşağıda sarı gidiş, kırmızı ve mavi dönüş. Yollar genellikle kaymak, zeytin ağaçları her yerde. İnsan nüfusu 90 bin, zeytin ağacı 11 milyon. Varın siz düşünün a dostlar.

                        


Çok güzel bir plaj ve deniz. Buralara uğramamazlık etmeyin. Skala Eressos biraz daha turistik gözükünce Eressos'a bakalım, biraz daha lokal bir yer bulalım istedik. Siesta saati biraz yavan gösterdi bize Eressos'u. Yemek sevenler bilirler, bazen sezgilerin seni alır bir yerlere götürür. Geriye döndük, gördüğüm en taze kalamarın olduğu restorana oturduk ve Midilli'de yediğim en güzel yemek ben farketmeden başlamış oldu. Önce resimlerle anlatalım. Sondan başa doğru.


Herşeyi yemek

Kendi gitti limonu kaldı yadigar
Ahtapot yendi, sirkeli-şaraplı sos içildi
Taptaze midye

Patlıcan içi Latadouri kızartma
 Herşeyin taze olması önemli bir fark yaratıyor. Yardımcı lezzetlerin yemeğin baş aktörünü gölgelemesi söz konusu değil. Deniz mahsülünün sulu kalması ve tam kararında pişirilmesi, içinde kalan deniz kokusu iştah açıcı. Karavaggiano Taverna şiddetle tavsiye edilir. Mutluluk ve uzodan bir hoş olduk. Her şey ve her yer daha bir güzel gelmeye başladı. Güneş alçalırken tekrar Kalloni körfezi kıyılarından yukaru doğru çıkıyorduk. Yolda Tavari'ye uzaktan baktık, güneşi kaçırmadan Kallonis'de denize girebilmek için içeri giremedik. Girse miydik acaba?
Tavari panaromik
Kallonis'nin ıssız bir koyunda akşam güneşini yaşadık. Akşamı geçirmek üzere Molivos'a gittik. Adada gördüğüm en turistik yer Molivos (Mytimini) kalesi ve etrafı. Türkler imparatorluk zamanında burayı mesken tutmuşlar Molivos adı da  molladan geliyor. Bizde ki isim değiştirme hastalığı Yunanlar'da da az değil. Maziye sünger çekmek Ortadoğu ve Balkanların antipatik milliyetçiliğinin ortak hastalığı. Kale bir tepenin üstünde ve altındaki setlerde oteller, dükkanlar ve restoranlar. Güzel bir kompleks.

Molivos kalesinin bedenleri

Bir kaç antikacı gördük ki bildik souvenir shopların ötesinde bir karakter bulabilirsiniz. Obje toplamayı sevenler buralara uğramalı ve Molivos ekonomisini canlandırmalı. Tatil deyince kokteylsiz olmaz dedik birer tekila sunrise içip Petra'ya döndük. Akşam Kadınlar Kooperatifini ziyatet edeceğiz.

Kadınlar kooperatifi Yunanistan'da başlamış kadınları ticaretin ve turizmin içine sokma gayreti diyebilriz. 90larda başlamış, 2000 lerin sonunda eski tadını yitirmiş. Şimdi de mesela Petra'da olduğu gibi yaşatılmaya çalışılan yerler kalmış. Ortam ve insanlar muhteşem, değişik bir havası olduğu aşikar. Yemekler güzel ama Midilli ortalamasının çok üzerinde değil. Burada musakka, yaprak sarma gibi tencere yemeklerini tattık. Balkondan Petra'yı seyrettik.


Kadınlar kooperatifinden Petra'ya ilk avare akşamlar

Yarın nefis bir kuzu pirzolanın izinde Agios Preskevi'ye gideceğiz. Peynir alacağız sonra tekrar Mytilini'ye ineceğiz. Yüzümüz gülüyor, sona geliyoruz diye üzülmeye başladık bile.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder